SANATLA MONOLOG

I
Kulaklarımda sessizliğin çığlıkları
Yüzüme esen kimsesiz fırtınalar
Kalbimde kayalara çarpan dalgalar
Dilimde bir türkü
Söylemeye sesimin çıkmadığı
II
Kafamın içinde küçük küçük anılar
Fotoğrafları kayıp
Sahipleri çoktan gitmiş
Bakmaya doyamadığım geçmiş zamanlar
Hasretle selamladığım çocukluğum
Bir anlatabilsem derdimi bir söz daha söylesem, sanki
Sanki her şey düzelecek
III
İçimde sıkışıp duran bir nefes var
Uyurken uyandırmayan, uyanınca uyutmayan
Hayırlara yoruyorum, geleceğe
Ben ki denizlere, dağlara dert anlatmaya çalışan
Durduğu yerde kırk düşünce içinde kaybolan
Hani derler ya
Kırk çakal var aklında kuyrukları değmez
Ya da, böyle bir şeydi işte.
Yorgunum ama
Kafamın içindeki düşüncelerden
Ve pek tabii getirdiği belirsizlikten
IV
İster temmuz olsun ay ister ağustos
Kalbi üşüyünce insanın
Hiçbir ateş ısıtmıyor
Ve ister ocak olsun ister şubat
Hayattaysa sevdikleri,
Yanında nefes alıyorsa hâlâ
Dünyanın en güzel yeri orasıdır.
V
Hem o kadar yakın
Hem o kadar uzağız
Düne, bugüne ve yarına
Bir saniyeyle kaçıyor elimizden
Yıldızlara dokunacakmış gibi
Denizin en derin yeri, elinin altında gibi
Dağların zirvesi ciğerindeymiş gibi…
VI
Ölmekle sadece ölünmüyor Dante
Hiç düşünmez misin gidinceyi
Birinin en güzel çocukluk anıları sende
Unutur musun, ağaçlara çıkıp erik yediğini
Birinin en iyi dostuydun anıları sende
Unutur musun senle içen sarhoşluğunu.
Birinin, en sevdiğiydin sen
Ve en çok sevdiğin, hatırlasana
Gözler nasıl parlar, kalp nasıl çarpar.
Dante, gidemezsin ki
Ölmek demek, bütün anıları alıp gitmek,
Seni en iyi tanıyan ve belki de,
En çok seven kişinin gitmesi demek
Ve düşün sonra yeniden
Ya o giden kişi seninle kalan
Son kişiyse Dante
O zaman, o zaman varlığın ya da yokluğun
Kalır mıydı anlamı.
Hiç doğmamış olmaz mıyız
Hiç yaşamamış
Şimdi gidemezsin Dante, şimdi değil
Benden önce değil.